Havada kalan merhaba!
Ben ne yazacağımı bilmez iken bir gece yarısı dilimden dökülüverdi kelimeler, İlkay Akkaya’nın bir şarkısı eşliğinde raks ediverdi sözcükler ve cümleler. Mutsuz bir ülkede doğan ve ülkesini müdafaa etmek zorunda kalan küçük bir kralın hikayesinden başka bir şey değildi elimde olanlar. Heybemden dertten başka bir şey çıkmaz ey yolcu, zira ben küçük bir kralım. Tahtan inerken düştüm tepetaklak oldum, tacım bir yere pelerinim diğer bir yere doğru ayrıldı bedenimden. Oysa bu eşyalar kralla bütünleşmiş olmalıdır keza bütünleşmemiş olsalardı kral sıradan bir kul olurdu. Hünkar olmak kolay mı sanıyorsun sen ey yolcu. Bunun stratejik planlar yapıp dış mihraklarla savaşması, tahtı savunması ve en sonunda hep yenilmesi var. Emeklilik yoktur bizim meslekte zira kardeşlerim kellemin peşinde koşup duruyor. Var oğlu var anlayacağın. Her şey zor tabi ama krallık bir başka vesselam. Düşmüş bir kralım ben ey yolcu, düşmüş bir kral sana ne katabilir sor hele kendine. Sor, sor çekinme. Halkım olarak sen ...